İSLAM'DA RECM CEZASI VAR MI?

Hadis No : 1577
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Hz. Ömer (ra)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: "Allah Teala hazretleri Muhammed (sav)'a hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitaba indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resulullah (sav) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terk ederek dalalete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- subüt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım."
Kaynak: Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, İ'tisam,16; Müslim, Hudud15.16

Hz.Muhammed'in Veda Hutbesinden:
Ey insanlar! Cenab-i Hak her hak sahibine hakkini vermiştir. Varis için vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. "ZİNAKAR İÇİN MAHRUMİYET CEZASI VARDIR." Babasından başkasına nesep iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına uymaya kalkan nankör, Allah'in gazabına, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanların düşmanlığına uğrasın. Cenab-i Hak bu insanların ne tövbelerini ne de şehadetlerini kabul eder."

Genellikle peygamberin Veda Hutbesiyle ilgili kaynaklarda ''Zinakar için mahrumiyet cezası vardır.'' denilmektedir. Ama bu cezanın ne olduğu konusunda bir açıklama söz konusu değildir.

Veda hutbesinin son paragrafını M.Hamidullah'ın kaleminden buraya alarak dikkatinizi çekiyorum :
“Ey insanlar! Gerçekten, Allah her varisin mirastan olan payını tayin ve tespit etmiştir: O halde bir varis lehine (onun için belirlenmiş oranın üstünde) vasiyette bulunmak caiz değildir. Mirasçılar dışında, yabancı biri lehine yapılan vasiyetin miktarı, miras bırakılan malların toplamının üçte birini geçemez. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona (anneye?) aittir.
ZİNA EDENİN CEZASI TAŞLANARAK ÖLDÜRÜLME(RECM)DİR. Babasından başkasının çocuğu olduğu iddiasında bulunan soysuz ya da efendisinden başkasını efendi edinen nankör Allah’ın gazabına, Meleklerin lanetine ve tüm insanların ilencine uğrasın! Allah, böyle kimselerin (Kıyamet Günü) ne tövbelerini ne de adalet ve tanıklıklarını kabul eder. Ve’s-Selamü Aleyküm!”
Kaynak:(M.Hamidullah "İslam Peygamberi" syf. 231 m.456)
M.Hamidullah "el-Vesâiku's Siyâsiyye" syf 379, 287/a maddesi)

Hamidullah veda hutbesinin orijinal belgesi üzerinden (Vesaik No.287) bu çeviriyi yapmıştır. Hem orijinal belge üzerinden yapacak bu çeviriyi hem de Arapça'yı çok iyi bilen birisi olarak yapacak ve Hamidullah gibi bir isim yapacak. Ama bakıyoruz nedense Hamidullah tarafından bu açık bir şekilde belirtilen recm cezası başka kaynaklarda tahrif edilerek bu cezaya başka anlamlar yüklenmiştir. Bu düşündürücü bir durumdur.Diğer taraftan bakıyoruz bazı müslüman ülkelerinde bu ceza uygulanmıştır ya da baskılar sonucunda cezanın ertelenmesi yoluna gidilmiştir. Bu hadislerden ve peygamberin Veda Hutbesinden anlıyoruz ki İslamda taşlanarak öldürülme (recm) cezası vardır.

Kuranda da zina cezası Nur süresinin 2.Ayetinde yer almıştır:"Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun." Bu cezanın uygulanabilmesi içinde en az dört şahit,kişinin itirafı veya kadının hamile kalması gerekiyor.(Nur süresi Ayşe için çıkarılan dedikodulardan sonra inmiştir.Hani kervan kalkıyor ve Ayşeyi unutuyorlar.Geriden gelen kişi Ayşeyi kervana yetiştiriyor.İşte o dedikodu.)

Kalkıyorsunuz zor durumda kalmamak için gerekirse peygamberin sözlerini bile çarpıtıyorsunuz.
Yere göğe sığdıramadığınız dininize ekleme veya çıkarma yapıyorsunuz. Veda hutbesinde açıktan recm cezasından bahsediliyor. Bir hadiste Kuranda recm cezasından bahsediliyor. Hatta bu recm cezasıyla ilgili ayetin keçi tarafından kemirildiği iddiası da vardır. Bu gerçek ortadayken İslamda recm yoktur yalanını söylüyorsunuz.Tabi kimileri de dürüstçe var diyor. Ve bu cezanın yer yer uygulandığını görüyoruz. Yani İslam dünyasında bu recm cezası ile ilgili görüş birliği yoktur. Kimileri var diyor. Kimileri yok diyor. Ama işte gördüğünüz gibi böyle bir cezanın varlığı görülüyor. Hem de saygın bir din adamının kaleminden okuyoruz.

Sizi biraz düşünmeye davet ediyorum. İnsanız. Duygularımız var. Zaaflarımız var. Hata yapabiliriz. Veya bilinçli bir şekilde ister erkek ister kadın olsun kendi özgür irademizle bir cinsel tercihte bulunabiliriz. Kalkıp da o insanları kırbaçlamak, sopalamak, taşlayarak öldürmek hangi akla hangi vicdana sığar. Yani bir insanı işkenceyle öldürmek vicdansızlık değil midir? Eğer insanda biraz vicdan olsa o kişiye taş atabilir mi? O kişinin ölümüne seyirci olabilir mi? İşte bir dinin insanları ne hale getirdiğinin iğrenç bir örneği. Daha örnek istiyorsanız Suriye'de İŞİD denilen ruh hastalarının yaptıklarına bakınız.

Biri kalkıp da bir erkeğin dört kadınla evlenmesini bana izah edemez. Erkeği üstün görüp kadını dövme hakkını bana izah edemez.Tüm bunlar ne akla ne de mantığa sığar. Akla ve mantığa sığdırmaya çalışanlar da hem cahil hem ilkel ve hem de  çağ dışıdırlar. Bu cehaletin,ilkelliğin ve çağ dışılığın yaşadığımız bilgi çağında sürmesi de mümkün değildir. Er geç bunlar tarihin kirli çöplüğünde yerlerini alacaklardır.

Diyelim taraflardan biri zina yaptı.Kalkıp da bunları öldürmek mi gerekir. Buna kimin hakkı var. Ki ülke olarak zinayı da suç olmaktan çıkarmış bir ülkeyiz. Kanun var. Yasal yollardan gereğini yaparsın. Kalkıp da kişilerin namus bekçiliğine soyunmak kimsenin haddi de değil hakkı da değildir. Kişinin çevresine zarar vermediği sürece istediği gibi yaşama özgürlüğü vardır. Bize düşen kişinin tercihine, yaşamına saygılı olmaktır.Yaşam onun yaşamı. Beğenmeyebilirsin. Buna hakkın var. Ama onun yaşamına müdahale etme hakkın yoktur.

Bir de zina konusuna şu açıdan bakmak gerekir. Çevrenizde de rahatça gözlemleyebilirsiniz.İnsan doğasıdır.Korkuyla, baskıyla insanın duygularına gem vuramazsınız. Fırsatını bulduğu zaman zaten istediğini yapıyor. Ama tek şartla. Gizli yapıyor. İşte kapalı toplumlardaki ahlaksızlığın özeti budur. Ama çağdaş uygar toplumlarda insanlar duygularını gizlemeden özgürce diledikleri gibi yaşıyorlar. Bizimkisi gizli. Onların ki açık. Şimdi soruyorum bu davranışlardan hangisi daha etik?

Eğer bu ülkeye şeriat gelecekse en çok kadınların karşı çıkması gerekir. En büyük zararı kadın görecektir. Kadın adeta erkeğin kölesi haline getirilecek ve dört duvar arasında erkeğine ve çocuklarına hizmetçi olacaktır. Kadına biçilen rol budur. Sadece geri kalmış ülkelerde erkek kadından üstün görülmektedir. Çağdaş uygar ülkelerde ise kadın ve erkek haklar bakımından eşittirler. Buyurun tercih sizin!

Tüm bu gerçekler ortadayken hemen İslam bu değil diyorlar.Halbuki bahsedilen Anadolu İslamıdır.Çünkü Anadolu İslamında Mevlana,H.Bektaşi Veli,Yunus Emre vb gibi bilgelerin katkısı vardır.İşte bundan dolayı Anadolu İslamı Arap İslamından farklıdır.Mademki İslam bu değil diyorlar bana İslamın doğru uygulandığı bir ülke adı versinler.Veremezler.Ülkemizde Siyasal İslam uygulanırsa aynı Arap ülkeleri gibi olacağımızdan kuşkunuz olmasın.Bundan dolayı dinin siyasete alet edilmesine şiddetle karşı çıkınız.Laikliğin ne kadar önemli olduğunu herkese anlatınız.

13 yıllık AKP iktidarında görüldük ki din siyasete alet edilince insanlar ayrıştırıldı.Bir mezhep öne çıkarıldı.Diğerleri ötekileştirildi.İşte bu gün İslam ülkelerinde kan akıyorsa bunun sorumlusu işte tam da bu zihniyettir.Ülkemizin geleceği açısından bu zihniyeti sorgulamak zorundayız.Eğer sorgulamazsak Arap ülkelerine dönüşerek ülkeyi kan gölü haline getiririz.