DİN BİR AFYONDUR
Başta şunu belirtmek istiyorum. Dini çıkara,siyasete alet etmeyen samimi dindarlara saygılıyım.Dini çıkara,siyasete alet ederek din bezirganlığına soyunmuş soysuzlara karşıyım. Bunu insanları sömürmek için kullanan egemenlere karşıyım. Bunun için din bir afyondur başlığını kullandım.
Din elbette toplumsal bir gereksinimdir. Allah ile kul arasında bir inanç ve ibadet olayıdır. İnsanın çaresiz kaldığı zaman sığınacağı tek limandır. Ekmek,su gibi bir gereksinimdir. İnsanlar dinsiz yapamazlar. Atatürk de "Dinsiz toplum düşünülemiyeceği gibi din eğitimi vermeyen okul da düşünülemez" demiştir. Ama hiçbir zaman dinin çıkara ve siyasete alet edilmesine izin vermemiştir. Buna engel olan da laiklik ilkesiydi.
Bunun bilincinde olan egemenler ise insanların bu zaafından yararlanıp hep dini bir sömürü aracı olarak kullandılar. Çünkü insanları uyuşturmakta ve sürüleştirmekte en etkili silah din olmuştur. Öyle ki dini bir tabu haline getirdiler. Tartışılmasına ve eleştirilmesine asla müsaade etmediler.
Emperyalizm AKP'yi kullanarak ülkemize ılımlı İslam devleti modelini dayattı. Amaç dindar bir toplum yaratmaktı. Kısmı olarak bunda başarılı da oldular. İnsanlarımız ne yazık ki bu gün ülkemiz üzerinde oynanan oyunu ve emperyalist kuşatmayı göremiyor. Ne yazık ki milletimiz olup bitenlere seyirci kalmaktadır. İşte dini kullanarak bunu başardılar. Bizi de Arap ülkelerine benzetmeye çalışıyorlar. İslamın koruyucu şemsiyesiyle amaçladıkları emperyalizme bağımlı İslam yaratmaktır.
Kenya Kurucu Devlet Başkanı Kenu Kenyattu:" Batılılar geldiklerinde ellerinde incil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler. Kapadık gözlerimizi daldık derinlere… Gözümüzü açtığımızda bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı." İşte emperyalistlerin ve uşakları işbirlikçilerin niçin dindar bir toplum istediklerinin çarpıcı bir örneği.
Din, ırk ve mezhep ayrımları; tarih boyunca emperyalistlerin yoksul halklar üzerinde kurduğu sömürü araçları olmuştur. Gittikleri her yerde ya dini ya ırkçılığı ya da mezhepleri kullanmışlardır. Ne din, ne ırkçılık, ne de mezhep karın doyurmuyor. İnsanlarımızın artık bunu anlaması lazım. Bunlar egemenlerin sizleri sömürmesi için birer dayatmalarıdır. Halbuki insanım diyenin önceliği insanca yaşam olmalıdır. İnsanca yaşam için de bir insanın bir aşı, işi ve başını sokacağı bir konutu olmalıdır.
Ezenler tarafından bu dinin kullanılması normal. Fakat ezilenlere ne demeli. İşte gariplik burada. Ne diyor bu din ezilenlere. Sen bu dünyaya Allah sayesinde geldin. Varlığını Allah'a borçlusun. Bu dünya senin için bir sınav dünyası. Nasıl olsa bu dünya fani. Senin için önemli olan öbür dünya. Onun için öbür dünyayı temel alarak yaşa. Yatıp kalkıp Allah'a şükredeceksin. Senin kaderin zaten çizilmiştir. Sen ne yapsan da nafile. Sakın kaderine isyan etme. Senin için her şey "takdiri ilahi." İşin içinde bir de ölüm olunca bu dinler daha değerli oluyor. Daha bir önem kazanıyor. Hangi insan ölmek ister. Bu egomuzu nasıl tatmin edeceğiz. İşte dinler asıl bu noktada daha çok önem kazanıyor. Çünkü işin içinde ölümsüzlük var. Egomuzu nasıl tatmin edeceğiz. İşte dinlerin kullandıkları en zayıf noktamız da bu...
Benim ezilen insanım da ne yazık ki bu masallara inanıyor. Zaten senin zincirlerinden başka kaybedecek neyin var? Tüm bunlar seni uyutmak ve sömürmek için egemenler tarafından uydurulmuş masallardır. Sen niye kendini bunlara alet ediyorsun. Asırlardır seni uyutuyorlar ve sömürüyorlar. Artık insanlarımızın bu gerçeği görüp bunların kendilerini sömürmelerine karşı çıkmaları lazım.
Ezilen bir insan olarak senin yerin ezenlerin safı olamaz. Senin yerin ezilenlerin safıdır. Ezilenler olarak seni ezenlere karşı mücadele etmelisin. Bunların seni ezmesine izin vermemelisin. Onlar bu dünyada senin sırtından servetlerine servet katarken ve cenneti yaşarlarken sana da öbür dünyadaki cennet vaad ediliyor. Ve sen de saf saf bunu kabulleniyorsun. Sen bir insansın. Bu dünyada insanca yaşamak senin en doğal hakkın. Senin onlardan bir eksiğin yok. Senin için asıl olan bu dünya değil mi? Gerçek olan da bu dünya değil mi? Sen bu dünyada cehennemi yaşadıktan sonra öbür dünyadaki cennetin bir anlamı olacak mı?
Dinin beslendiği iki kaynak vardır. Biri yoksulluk.Diğeri de cehalettir. Din bu iki unsurun yaşandığı toplumlarda etkindir. Kültür seviyesi yüksek ve refah düzeyi yüksek toplumlarda dinin ikinci planda olduğunu görüyoruz. Dini ikinci plana almış ülkelerin de çağdaş, uygar ülkeler olduklarını görüyoruz. Ama dinle yönetilen ülkelerin de geri kalmış ülkeler olduklarını görüyoruz. Bu iki kaynak kurutulduğu zaman dinin de ikinci plana itileceği kesindir.
Bu dünyada insanca yaşamak senin elinde. Bu dünyada hak, hukuk, adalet ve eşitliği sağlayacak tek güç varsa o da senin gücün. Yeter ki din yoluyla seni sömürenlere alet olma. Yeter ki dinin çıkara ve siyasete alet edilmesine izin etme.
DİN BİR AFYONDUR için “0 yorum” bulunmaktadır.