SİYASAL İSLAMIN SEMBOLÜ=TÜRBAN

Yıllardır ülkemizde bir türban tartışmasıdır sürüp gidiyor. Türban bir insan hakkıdır, insan özgürlüğüdür denilerek hak verilmeye çalışılmıştır. Bu tartışmada gözümüzden kaçan husus ise türbanın siyasal İslam tarafından sembol olarak kullanılmasıdır. En son olarak da  Başbakan ''Velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz?'' deme cesaretini de göstermiştir.

Siyasal islamın sembolu olan türbanı demokrasiye sığınarak insanlara kabullendirmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki kimi insanlarımız da demokrasinin gereği olarak bunları haklı görmektedirler. Elbette demokrasiyle yönetilen ülkelerde her kesin düşünce ve inanç özgürlüğü vardır. Şimdi diyeceksiniz ki mademki inanç özgürlüğü var türban niye yasaklanıyor. Ama unuttuğumuz bir gerçek var. Bu özgürlüğün bir de sınırı vardır. Sen bu özgürlüğünü kalkıpta beni yok etme aracı olarak kullanırsan o zaman birileri sana dur diyecektir. Ülkemizin gerçeği de aynen budur.

İslam demokrasiyle bağdaşmayan bir dindir. Çünkü İslamda hakimiyet milletin değil allahındır. Allahın kanunları geçerlidir. Yani Kuran geçerlidir. İslamın bu Kuranla ülkeyi ve insanları yönetme iddiası vardır. İslam bir tebliğ dinidir. Bu tebliği her koşulda yapmaktan çekinmez. Şeriat dediğimiz olgu temelinde hareket eder. Şeriat ise ülkenin dini kurallara göre yönetilmesidir. Bu kuralların içinde kadının örtünmesi de vardır. Bu da farz olarak kılınmıştır.

İnsanın özgür iradesi allahın kanunları karşısında geçersizdir. Allah ne demişse o geçerlidir. İslamda zorlama yoktur! İslam sevgi, barış ve hoşgörü dinidir! İslam bu gün yanlış uygulanmaktadır! söylemlerine aldanmayınız. Bu gün müslüman ülkelerinde uygulanan İslam gerçek İslamdır. Bu din Kuran, sünnet, icma ve kıyas temelinde uygulanmaktadır. Bunun adı da şeriattır. Ortaçağın koşullarında vuku bulmuş bir dinden başka bir uygulama beklenemez. Bu gerçeği görmek gerekir. Asıl olarak görülmesi gereken de o çağın koşullarında uygulanan bu dinin günümüz bilgi çağında uygulanamayacağı gerçeğidir. Yani günümüzde ülkelerin dinle yönetilemeyeceği gerçeğidir.

Türban siyasal İslamın laik cumhuriyetimizi bir din devletine dönüştürme çabasıdır. Türbanın altında yatan gerçek budur. Özgürlük temelinde bu olayı değerlendirenler bir yanılgı içerisindedir. Bunu anlamaları için müslüman ülkelerindeki uygulamalara bakmaları yeterlidir. Bu gün İranda sokaklarda bile insanların kılık ve kıyafetleri sorgulanmaktadır. Müslüman ülkelerindeki bu uygulamaları sorgulamayanların kalkıp da ülkemizde kamusal alandaki türban yasağını sorgulamaları etik değildir. Siz şimdiye kadar sokakta türban takan birine müdahele edildiğini gördünüz mü? Kimsenin namazını kılmasına, orucunu tutmasına yani inançlara, ibadetlere müdahele edildiğini gördünüz mü?

O zaman sorun nedir? Sorun laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini yıkıp dine dayalı bir yönetim getirmektir. İşte bu noktada türbanı kullanmaya çalışıyorlar. Bu gerçekten hareketle İslam laik cumhuriyeti hedef alan türban simgesinden vazgeçmelidir. Bu ülkede türban yasak değildir. İnanç özgürlüğü temelinde isteyen istediği şekilde ibadetini yapabiliyor, isteyen istediği şekilde giyinebiliyor. Ama söz konusu kamusal alan olunca durum değişiyor. Laik bir devletin gereği olarak dini sembollere müsade edilmemektedir. İslamın da bu laik devletin bu kuralına saygılı olması gerekiyor. Oraya girince oradaki kurallara saygılı olması gerekiyor. Ama İslam bunu yapma yerine o kuralları zorlamaktadır. Bu da İslamın zora ve şiddete dayanan saldırgan ruhundan kaynaklanmaktadır.

Bunlara taviz verilmemelidir. Taviz verildiği zaman başka istekleri de gündeme gelecektir. Ta ki laik devleti din devleti haline dönüştürene kadar bu istekleri de bitmeyecektir. Bu gerçeği herkesin görmesinde yarar vardır. Bundan dolayı da türbanın kamusal alanlara sokulmasına karşı çıkılmalıdır.

Bunların tuzağına düşmeyelim. Bu ülkede türban yasak değildir. Bu ülkede müslümanlar inancını ve ibadetini özgürce yerine getirmektedirler. Bu ülkede İslam üzerinde bir baskı yoktur. Tam tersine İslam dışındaki inanç ve düşünceler üzerinde sürekli baskı vardır. Bu ülkede yaşayan Aleviler bunun somut kanıtıdır. Bunların asıl amacı türbanı kullanarak bu ülkeye şeriatı getirmektir. Demokrasiyi de bu uğurda amaçlarına ulaşana kadar araç olarak kullanmaktadırlar.

Ama onlar şunu iyi bilsinler ki bu ülke Atatürk Türkiye'sidir. Hiç bir zaman bu hain emellerine ulaşamıyacaklardır. Türkiye laik, demokratik çağdaş, sosyal bir hukuk devleti olmaya devam edecektir. Cumhuriyetimize sahip çıkalım...