EVRİM VE YARATILIŞ ÜZERİNE




Biliyorsunuz evrimi artık görmezden geliyorlar.  Bilim dünyası evrim var mı yok mu onu tartışmıyor.  Evrimi bir gerçeklik olarak kabul ediyor.  Evrimi müfredattan çıkarmaları bir anlam ifade etmiyor. Sadece çocuklarımız dünyadan, bilimden habersiz yetişecekler.  Bir eğitimci olarak bu beni üzüyor.

Dünyaca tanınmış bilim adamımız Aziz Sancar bakın ne diyor:  "Türkiye'deki evrim tartışmaları beni çok üzdü. Türkiye'nin çok sorunu var. Fakat bunu kalkıp büyük devlet, millet sorunu yapıp kavga ederek bütün enerjimizi boşa harcıyoruz.  Bir gencimiz bilim ve inanç konusunda soru sordu.  Ona şu yanıtı verdim:  "Ben Müslümanım ve Allah'a inanıyorum.  Evrime inanmak gibi bir şey yoktur.  Evrim bir gerçektir ve inanç meselesi değildir."

Sözlüksel olarak evrimin tanımı şudur:  "Birdenbire olmayan, zaman içinde ve doğal biçimde, kendiliğinden ve sürekli olarak, evre evre olan gelişim, ağır ağır ve kendiliğinden olan niteliksel ve niceliksel değişme süreci."

Şunu bilmekte yarar var.  Hiçbir şey kendiliğinden oluşmaz. Onun oluşumunu sağlayan şartlar vardır. Dünyadaki yaşamı başlatan ise toprak, su, ateş ve hava elementleri olmuştur.

Evrim:(BİLİM)
"Evrim, basitçe canlı popülasyonların zaman içerisinde genetik yapılarının değişmesi demektir.  Doğal seçilim, genetik çeşitliliği bireylerin hayatta kalma ve üreme başarısına göre filtreler.  Neden önemlidir?  Çünkü geride bıraktığımız 3.5 milyar yılda, gezegenimizdeki canlılığı en basit kökenlerinden alıp, bu gün etrafımızda gördüğümüz sıra dışı biyolojik çeşitliliğe ulaştırmıştır.  Korona virüslerinden muzlara, fiillere, sıcaklık sevici bakterilere, deniz tavşanlarına, baobap ağaçlarına ve oldukça ilginç bir şekilde, bize kadar..."  Prof.Dr.Andrew Berry (Harvard Üniversitesi)

Yaratılış:(KUR'AN)
1-Alak:2- O, insanı bir kan pıhtısından yarattı.
2-Enbiya:30- İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hala inanmayacaklar mı?
3-Hicr:26- Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.
4-Al-i İmran:59 -Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi.
5-Meryem:67 - İnsan, daha önce hiçbir şey değilken, kendisini bizim yoktan var ettiğimizi hatırlamayacak mı?

Bilimin hareket noktası evreni kavrayıp, bilinmezleri çözüp insanın hizmetine sunmasıdır.  Bilimde merak ve şüphe vardır. Bilim, akıl ve mantık yürütür.  Neden-sonuç ilişkisi kurar.  Araştırma, inceleme, gözlem ve deney yapar.  Tüm bunlardan hareketle var olan bilinmeyene ulaşmaya çalışır. Yaratılışta ise sadece inanç var.  İnanıyorsun ve olay bitiyor.  Sorgulama yok.  Akıl, mantık ölçüsü aranmaz.

"Madem insan maymundan geliyor, şimdiki maymunlar neden insan olmuyor?"  Genellikle evrim hakkında sorulan soru bu.  Evrim der ki: "İnsan bir maymun türünden türemiş değildir;  ancak maymunlarla ortak ataya sahiptir.  Bu nedenle genetik olarak benzerlik vardır.  Yani evrimsel sureç içerisinde bütün canlılar tek bir atadan dallanarak evrimleşmiştir.

Kanıt isterler. Dünya çapındaki tanınmış evrimci bilim adamımız Prof.Dr.Ali Demirsoydan bir kanıt:  "Geçiş formu kanıtı: Kıllar.   Vücudumuzun birçok yerinde seyrekleşmiş olsa da çok da anlamlı olmadan kalan ve çoğu insana da sıkıntı veren kıllar, aslında geçiş formlarının en iyi kanıtlarıdır.  Eldeki bulguların hemen hepsi insanın evrimleşmesi sırasında kılların yavaş yavaş yitirildiğini göstermekte.  Başta yoğun olması ışınlardan ve soğuktan korumak içindi."

Evrimi merak edip daha detaylı bilgi almak isteyenler ve kanıt arayanlar şu siteyi incelesinler.  Orada evrimle ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz:

http://evrimagaci.org/question/tr/evrim-nedir

Bu ülke içine çekildiğimiz bu cehaleti hak etmiyor. "Eğer benim sözlerim ilerde bilimle çelişirse siz bilimi tercih edin" diyen bir liderin yoktan var ettiği ülke bu noktaya gelmemeliydi.  Ama işte insanlarımızı yoksulluğa ve cehalete mahkum ederek ülkeyi bu duruma getirdiler.

Şunu herkesin bilmesinde yarar var.  Bilgi çağını yakalamış ülkelerin çağdaş ve uygar ülke olduklarını görüyoruz.  Bilgi çağını yakalayamamış ülkelerin de geri kalmış ülkeler olduklarını görüyoruz.  Ülke olarak çağdaş, uygar bir ülke olmak istiyorsak bunun yolu çağdaş ve bilimsel bir eğitimden geçer.  Bilgi çağını yakalamanın tek yolu budur.

EVRİM VE YARATILIŞ ÜZERİNE için “0 yorum” bulunmaktadır.