BANA DEĞMEYEN YILAN...






Bir atasözümüz vardır. ''Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın." Ben de diyorum ki: "Bana değmeyen yılan bin yıl yaşamasın."

Öğrencilerime derdim ki: "Sınıfa bir yılan girdiğini düşünün. Sırayla teker teker sizi zehirliyor. Arkadaşınızın birini zehirlerken siz de sessiz kaldınız. O arkadaşınızı zehirledikten sonra sıra size gelmeyecek mi? En son seni de zehirlemeyecek mi?" Hepsi bir ağızdan: "Evet öğretmenim" dediler. İşte o zaman ne yapmamız gerekir diye sordum.  Hepsi birlikte: "O yılanı öldürmemiz gerekir." "İşte bu kadar" dedim.

Benim bu ülkenin geleceğinden en ufak bir kuşkum yok. Sadece duyarsız bir toplum olduk. Benim tek korktuğum şey bu duyarsızlığımız. Bu gün ılımlı İslam devleti modeli "Büyük Orta Doğu Projesi" çerçevesinde emperyalistler ve onların işbirlikçi kuklaları tarafından sahneye konmuştur. Bu plan içerisinde Türkiye'nin parçalanması da vardır.  Aydın insanlar teker teker bu alçakça plan doğrultusunda öldürüldüler. Kendilerine muhalif aydınları da ceza evlerine doldurdular. Amaç karamsarlık ve yılgınlık yaratmaktı. Aydın insanlarımız katledilirken ve ceza evlerine doldurulurken bizler de olup bitenleri seyretmekle yetindik.

Emperyalizmin din ve milliyetçilik eksenli aldatma ve sömürüsünün esiri olduk. Çünkü emperyalistlerin taktiği din ve milliyetçilik yoluyla kitleleri sürü haline getirtip sömürülerini rahatça devam ettirmekti. Ne yazık ki güzel ülkem bu oyuna gelmiştir. Onlarda bu tür tartışmaları göremezsiniz.

Uğur Mumcu: Bu ülkenin hiçbir zaman "C" planı olmadı. Bu ülkede daima "ABD" planları devreye sokuldu.

İsmail Hakkı Pekin(Emekli Orgeneral):
"Türkiye'de bir derin devlet vardır ama bu Amerikan derin devletinin uzantılarıdır. Millî bir derin devlet yoktur. Derin millet vardır. Türkiye'nin millî bir derin devleti olsaydı, 1970-1980 arasındaki olayları, 12 Eylül'ü ve diğer müdahaleleri ve 15 Temmuz'u yaşamazdık.
Türkiye'de silâhlı kuvvetler veya askerî öğrenciler içinden seçilen gençlere Seferberlik Tetkik Kurulu ve sonra da Özel Harp Dairesi'nde görev verilirdi. Bunların kim olduğunu sadece MİT bilirdi. MİT ise zaten CIA ile Ankara'da aynı binada altlı üstlü çalışırdı. Maaşlarını ABD verirdi."

Nazi Almanya’sında Papaz Martin Niemöller’in günlüğünden:
"Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkartmadım; çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben Yahudi de değildim.
Sonra, beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.'

Artık taşın altına her kesin elini koyma zamanı gelmiştir. Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Yıllardır bu ülke üzerinde oyunlar tezgahlandı. Bizi geçmişte sağ-sol, Alevi-Sünni diye birbirimize düşürdüler. Şimdi de Türk-Kürt diye birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Peki şimdi soruyorum kim kazançlı çıktı? Kaybeden bu ülke olmadı mı?  Kardeş kardeşi vurmadı mı? Aynı oyun şimdi de tezgahlanmıyor mu?  Ve yine birbirimize düşmüyor muyuz? Hepimiz bu ülkenin çocukları değil miyiz?  Türküyle,  Kürdüyle,  Lazıyla,  Çerkeziyle,  Sünnisiyle,  Alevisiyle geçmişte birlik ve beraberlik içerisinde bu emperyalistleri ülkemizden kovmadık mı? Kardeşçe yaşamadık mı? Şimdi niye yaşamayalım?

Herkesi sağduyulu düşünmeye davet ediyorum. Bu ülke  emperyalistlerin ve çöl bedevilerinin ülkesi değildir. Bu yılan sadece başını kaldırmıştır. Bu yılanın başını ezmek de bu ülkedeki yurtseverlerin görevi olacaktır. Tarihin akışını geriye çevirmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Gün birlik ve beraberlik içerisinde emperyalistlere ve işbirlikçilerine ders verme günüdür. Gün bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi verme günüdür. Gün ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunları boşa çıkarma günüdür.

İsmet İnönü der ki: "Bir memlekette,  namuslular,  namussuzlar kadar cesur olmadıkça,  o memlekette kurtuluş yoktur."  Ne kadar doğru söylemiş.  Bu ülkenin kurtuluşu da ancak namuslu insanların cesaretiyle mümkündür.

BANA DEĞMEYEN YILAN... için “0 yorum” bulunmaktadır.