Ben bir insan,
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum... Nâzım Hikmet
"Aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir. Çok şükür aşığım. Bana öyle geliyor ki bir tek insana, yüz milyonlarca insana, bir tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, bir çok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak yaşamak değildir.'' Nazım Hikmet
Ülkende şiirlerin dolanıyor
Kavgan içten içe sürüp dayanıyor
Uzak mezarında bir kırmızı karanfil
Ne denli tutsam kendimi
Usul usul bir yerlerim kanıyor
Sonsuz gurbetçim, koca şairim
Nâzım Nâzım... Gülten Akın
Nâzım Hikmet'i yalnızca Türkiye'nin değil, aynı zamanda yeryüzünün büyük şairi yapan, Onun bütün ülkelerin halkları için atan namuslu yüreğinden süzdüğü şiirleri ve barış için dövüşmekten çekinmeyen Donkişot ruhudur.
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
Ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani.
Nâzım Hikmet halkını, halkı da Nâzım Hikmet'i hep sevdi! Nâzım Hikmet Novo-Deviçi Mezarlığı'nda yatıyor ama, O asıl kendi halkının kalbinde, barış için kavgada, şiirleriyle halkına umutlar vermeye devam ederek, yaşıyor... Ali Asker Barut
Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.
Ne yapayım ben şimdi?
Tasarlanabilir mi dünya
her yana ektiğin çiçekler olmadan?
Nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
senin halk zekânı, ozanlık gücünü duymadan?
Böyle olduğun için teşekkürler,
teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için... Pablo Neruda
Sen memleketten uzak gurbet işçisi
hasretin bin türlüsüyle yaralı ozan
senden öğrendim umudun söz dizimini
senden öğrendim inancın tatlı dilini
sen on dokuzunda sevdalı ve delikanlı
sen altmışında sevdalı ve delikanlı
sen memleketten uzak gurbet işçisi
hasretin bin türlüsüyle yaralı ozan
ustam benim! hasretlerin, ayrılıkların ozanı...Özdemir İnce
Bazen bir küçük söz, bize ciltlerce kitabın anlatamadığını anlatır:
Nazım için o sözler bir şoförün ağzından çıktı:
Moskova'da ilk günüydü. Evinden çıkıp bir taksiye bindi. Taksi şoförü sordu:
"- Nereye patron?.."
"- Patron mu... ne patronu..." diye irkildi Nazım...
Orası emekçilerin patron olduğu, "proleterya cenneti" değil miydi?
Öyle olmadığını anlamak için taksinin camından şöyle bir etrafa bakması yetti:
Bütün Moskova Stalin'in zevksiz heykelleri, resimleriyle donatılmıştı.
Bu hayal kırıklığını dile getirince Kremlin'in kara listesine alınacak, uzun süre ne vatandaşlık hakkı ne de pasaport alabilecekti.
Türkiye "cehennemi"de "hain" diye hapsedilen adam, kaçtığı "cennet"in de "hain"i olmaktan kurtulamamıştı.
Nazım, Türkiye'de kimi zaman kadınlarıyla, kimi zaman şiirleriyle, kimi zaman komünistliğiyle gelir gündeme...
Böyle olması da doğal...
Çünkü onun şiirini, kavgasından, kavgasını aşklarından ayırmak imkansızdır.
Bu belgeselde üçünü bir potada eritmeye çalıştık.
Çoğu zaman biz sustuk, sözü, tanıklara, belgelere ve Nazım'a bıraktık.
"Kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan donanması, topuysa
ben vatan hainiyim"
diye haykıran komünist şairin bu dizeleri, kendi adını taşıyan Vakfın öncülüğünde, Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle hazırlanan, masrafları bir grup firma tarafından karşılanan bir belgeselde ve adı "CNN" olan bir televizyonda yayınlanacak bugün...
50 yıl önce bindiği taksinin şoförü, müşterilerini değil de kendini "patron" bilse, Doğu'yu Batı'dan ayıran o duvar çökmese bunlar mümkün olamayabilirdi.Dünya çok değişti; ama Nazım'ın "bir orman gibi kardeşçe yaşama" ideali yine insanlığın en büyük özlemi...Gece göreceksiniz ya; "Nazım Hikmet, vatan hainliğine devam ediyor... Can Dündar
Nâzım Hikmet, 1963'te Vera'ya yazdığı, sanki son şiiri olan şiirinde: "Geldim/Kaldım/Güldüm/
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak ba gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, disler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanin insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yasamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim! Nazım Hikmet
VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
NAZIM'A ÇOK GÖRÜLEN ÖZLEM
1951 yılında bakanlar kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet, 58 yıl aradan sonra yine bir Bakanlar Kurulu kararıyla 5 Ocak 2009 yılında resmen Türk vatandaşı oldu. Türk vatandaşı oldu ama Nazım Hikmet'in Moskovadaki mezarının Türkiye'ye getirilmesi konusunda ise hiçbir şey yapılmadı. "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni / Ve de uyarına gelirse/ tepemde bir de çınar olursa / taş maş da istemez hani." diyen Usta'ya en büyük özlemi olan Anadolu'nun bir mezarlığına gömülmeyi bile çok gördüler. 1960 da yazdığı şiiri aldım ki ona bu özlemini çok görenler utansın. Onlar ustanın da dediği gibi bu vatanı hep çiftlik ve para kasası olarak gördüler. Ama Nazım Hikmet onurlu yaşamıyla tüm dünyada ve ülkemizde milyonların gönlünde tahtını kurmuş ve ölümsüz olmuştur.
BEN BİR İNSAN, BEN BİR TÜRK ŞAİRİ NAZIM HİKMET için “0 yorum” bulunmaktadır.